Ana Menü
Hangi Gıdalar Faydalı
DR. MUSTAFA REYHANLI
TIME dergisi, son yıllarda gıda anlayışındaki değişmeleri kapak yaptı. Burada geniş bir özetini veriyoruz.
•••
Eskiden, kalp sağlığını korumak kolaydı; dengeli beslenmek, içkiden uzak durmak ve hafif bir egzersiz sağlıklı bir hayat için yeterliydi. Bu standartlara uyanlar sağlıklı bir hayat sürdükleri inancı içinde, kendilerini fazla sıkmadan yaşayıp gidiyorlardı. Standartların dışına çıkanlar ise hafif bir suçluluk duygusuna kapılsalar dahi, neyin yanlış neyin doğru olduğunu bildikleri için, geriye dönüşü kolay bir yolda yürümenin rahatlığını yaşıyorlardı.
Derken bilim adamları beslenme konusunda bilinen her şeyi yıkmaya başladılar. Bu yeni doğrulara göre sağlıklı beslendiklerini sananlar, aslında sağlıklarını tehlikeye atıyordu. Kırmızı etin, tereyağının, yumurtanın içindeki kolesterol damarlarda birikimlere yol açıyor, kalp damarlarını tehlikeli bir şekilde tıkıyordu. Hele tuz başlı başına bir zehirdi; tansiyonu yükseltiyor, kalbin ritmini bozuyordu. Şişmanlık kalbin yükünü arttırdığı için herkesin aşırı kilolardan kaçınması gerekiyordu.
Böyle bir tablo karşısında yapılacaklar belliydi. Kırmızı et yenmeyecek, haftada bir yumurtadan fazlasına (o de gerekli ise) izin verilmeyecek, tereyağı mutfağa sokulmayacak ve tuzluk ortadan kaldırılacaktı. Ayrıca yürüyüş gibi hafif sporlar hiç yapılmasa da olurdu. Yapılacaksa tempolu, ağır ve insanı nefes nefese bırakan sporlar yapılmalıydı. Bunları yapmayanlar büyük bir vicdan azabı ve suçluluk duygusu içinde, her an kalp krizi geçirme korkusuyla yaşıyorlardı.
YENİ DOĞRULAR
Ne varki son günlerde bilim adamları bütün bunları da bir kenara iterek, yeni doğruları gündeme getirmeye başladılar. Gün geçmiyor ki eskiyi yalanlayan bir yenilik ortaya atılmasın. Bugüne kadar uzmanların tavsiyelerini büyük bir fedakârlıkla yerine getirmeye çalışan insanlar, tüm çabalarının boşa gittiğini görünce, bu yeni doğrulara şüphe ile yaklaşmaya başladılar. Ancak bilimin bu noktaya gelinceye kadar gelişmesi göz önünde bulundurulursa, bugün bize gerçek diye sunulan bulguların yarın değişebileceği gerçeğini kabûl etmekten başka seçeneğimizin kalmadığı anlaşılıyor. İşte eskileri geçersiz kılan yeni bulgular.
YAĞ VE KOLESTEROL
1960’lı yıllarda kanlarında yüksek miktarda kolesterol (kırmızı et, yumurta ve süt ürünlerinde bol miktarda bulunan yağlı madde) bulunan insanlarda kalp hastalığı riskinin yüksek olduğu tespit edildi. Bu da dikkatlerin kolesterol üzerinde toplanmasına yol açtı.
Kolesterol, damarların iç yüzeylerinde plaka denilen kalın, sert birikimlere yol açar. Dolayısıyla sertleşen ve daralan damarlar kalbe daha az kan taşır. Damarlardaki daralan noktayı tıkayan bir pıhtı kan dolaşımını tümüyle bloke ederse kalp görevini yapamaz hale gelir.
Dolayısıyla kalp krizine karşı son 30 yıldır tereyağını bırakarak bitki özlü margarinlere geçmek, yumurta tüketimini azaltmak, daha az et yemek gibi düşük kolesterol ihtiva eden bir gıda rejimi uygulamak en mantıklı çözüm olarak görülüyordu. Ancak bilim adamları vücudun çalışma düzenini öğrendikçe bu çözümün yetersiz olduğunu anladılar. Bazı insanların kanlarındaki kolesterol seviyesi yediklerinden bağımsız olarak sürekli yüksekti.
Ayrıca bazı kalp hastalarında kolesterol seviyesinin normal olduğu gözleniyordu. Bu çelişkili duruma neyin yol açtığı ancak son günlerde anlaşılabildi. Öncelikle yenilen kolesterol miktarı ile kandaki kolesterol miktarı arasında birebir ilişki bulunmadığı anlaşıldı. Son araştırmalara göre vücut kendi kolesterolünü kendi üretiyor ve bir takım genetik sebeplere bağlı olarak bazı insanlar fazla kolesterolü vücutlarından atamıyor.
TEREYAĞ VE MARGARİN
Eskiden her çay kaşığı tereyağın bizi kalp krizine bir adım daha yaklaştırdığını, margarini tercih etmemiz gerektiğini sanıyorduk.
Bugün tereyağın o kadar zararlı olmadığı ve katı margarinlerden kaçınılması gerektiği tavsiye ediliyor.
TUZ
Eskiden tuzun tansiyonu yükselttiğini, sodyum muhtevası düşük gıdaları tercih etmemiz söyleniyordu.
Bugün ise doktorlar, yüksek tansiyon hastası olmayanların tansiyonunu tuzun yükseltmeyeceğini söylüyor. Sodyum miktarı düşük yiyeceklerin sağlığımıza zarar vermez, aksine faydası bile dokunur. Ancak tuz konusunda aşırı titizlenmemiz gerekmez.
HUBUBAT VE TAHILLAR
Eskiden bu gıdaların doyurucu, ancak kalbe faydası olmadığını sanıyorduk.
Bugün ise doktorlar bol bol hububat yememizi, ancak iri taneli olanları (rafineri edilmemiş) tercih etmemiz gerektiğini tavsiye ediyorlar. Kolon kanserine karşı birebirler.
YEŞİL SALATA
Eskiden göbek salata ile kıvırcık arasında yarar yönünden fark olmadığı sanılıyordu.
Bugün ise, doktorlar yeşil sebzenin rengi ne kadar koyu ise o kadar faydalı olduğunu söylüyorlar.
KAHVE VE ÇAY
Eskiden kahvenin tansiyonu yükselttiğini ve kalp-
Bugün ise kahvenin pek bir zararının olmadığı, ancak siyah ve yeşil çayda bulunan flavanoid denilen maddenin kalbi koruduğunu, bol bol çay içmemiz gerektiği tavsiye ediliyor.
YUMURTA
Eskiden yumurta kolesterol açısından o kadar zengindir ki, vücuda zehir kadar zararlıdır deniyordu.
Bugün ise doktorlar, yiyeceklerdeki kolesterolün kandaki kolesterol seviyesini yükseltmediğini, aşırıya kaçmadan yumurta yenebileceğini söylüyorlar.
SOĞAN, SARIMSAK
Eskiden bu gıdaların besleyici bir değeri olmadığı sanılıyordu. Bugün ise doktorlar soğanda flavanoid, sarmısakta polifenol bulunduğunu, bu ikisininde kalbi koruduğunu, bol bol yenmesi gerektiğini söylüyorlar.
ZEYTİNYAĞI
Eskiden zeytinyağı da bir çeşit yağ olduğu için az tüketilmesinde fayda olduğu söyleniyordu. Bugün doktorlar şöyle diyor: Vücudun, ihtiyacı olan yağı alabileceği en sağlıklı kaynak zeytinyağıdır. Doymamış bir yağ olduğu için kolesterol seviyesini yükseltmez. Bu yüzden yemeklerde ve salatalarda zeytin yağ tercih edilmeli.
Evet, Time’a göre son yıllarda gıda anlayışındaki değişiklikler böyle.
Kısacası, her şeyin daha fıtrîsi, yani daha az insan eli değmişi her zaman tercih ediliyor. Tabii ki bu, insanların kolaya kaçma zaaflarından yararlanan, “yiyecek sanayicilerinin” pek işine gelmiyor.
Zafer Dergisi’nden Alınmıştır.
6-